
“Hava atışından itibaren, maça başlama şeklimizin bedelini ödedik diye düşünüyorum. Birinci çeyrekte 31 sayı yedik. İlk kez başımıza geliyor. Bu, bizim oyun tarzımız değil. Takımımızı güçlü bir savunma takım olarak görüyorum ama ilk çeyrekte 31 sayıya izin verirseniz, işler çok zorlaşır. Bu bölüm, Partizan için sanki adeta düşük tempolu bir antrenman gibiydi; boyalı alana çok kolay girdiler, hiçbir dirençle karşılaşmadılar, zayıf taraflarımıza yardım getiremedik. Bu, ne bizim antrenmanlarda yaptığımız şey ne de bizim oyun tarzımız. Nedenini bilmiyorum ama bugün özgüvensiz oynadık. Özellikle böyle bir atmosferde daha cesur ve özgüvenli oynamamız gerekiyor. Üstelik bu teknik bir şey değil. Çok fazla hücum ribaundu verdik; maçta toplam 15, ikinci çeyreğin ortasında ise yanılmıyorsam 10 hücum ribaundu verdik. Oyun bu yöne evrilirse, toparlanmanız maalesef zor oluyor. Mücadeleye devam ettik, doğru beşi aradık, pota altında ribaunt sorununu çözmeye çalıştık. EuroLeague böyle bir lig, eğer yeteri kadar sert oynamazsan, böyle sonuçlarla karşılaşabilirsin. İlk yarıda sert oynamamış olmamız bize neler olabileceğini çok net gösterdi. Maçın kritik anlarında akıllı oynamamız gerekiyor. Benim de yaptığım bazı hatalar oldu. Oyunu dengeye getirebilecek duruma geldik. Küçük detaylar... Bu durumdan gerekli dersleri çıkarmalıyız. Partizan’ı tebrik ediyorum, genel olarak sahada daha iyi oynayan takımdı ve bu galibiyeti kesinlikle hak ettiler.”