“Öncelikle beklendiği gibi gerçekten çok zor bir maç oldu. Bu maçın bu kadar zor olmasının sebebi hem rakibimizin kalitesinden ve seviyesinden, hem de maçın özelindeki anlamı ve içeriğinden kaynaklıydı. Gerçekten çok büyük bir çaba sarf ederek ve yedi maç arka arkaya kazandıktan sonra Play-Off'a adımızı yazdırabilmek için sadece bir galibiyete ihtiyacımız olan çok önemli bir maç oynadık. Bu elbette beraberinde bazı gerilimler de getirdi. Ama takımımız bu duruma son derece olumlu bir cevap verdi. Üçüncü çeyreğin başında onların hücum silahlarını durduramadık. Ama özellikle maçın son beş dakikasına baktığımızda oyuncularımın isteği ve arzusu ve Anadolu Efes'in alameti farikası olan bu maç kazanma isteğini sahaya yansıtmaları gerçekten çok önemliydi. Sizler de gördünüz, oyuncularımız toplara uçtular. Ortada kalan toplar için, topa sahip olabilmek için müthiş bir mücadele verdiler. Özellikle o dakikalarda bloklarda çok etkili olmaya başladık. Bence bu Anadolu Efes'in en güzel tablosunu hep birlikte takım olarak yaşattık ve gösterdik. Bu, bizim için son derece önemli bir başarıydı. İki yıllık bir aranın ardından Anadolu Efes olarak adımızı yeniden Play-Off'a yazdırdık. Bu zaten oyuncularımın ilk günden beri istedikleri şeydi ve şu ana kadar bu isteklerini gerçekleştirebilmek için de müthiş bir mücadele ortaya koydular. Ben öncelikle onlara, sonrasında hem benden önce hem ben geldikten sonraki dönemde takımı son derece iyi hazırlayan tüm yardımcı antrenörlerimize, teknik kadromuza çok teşekkür etmek istiyorum.

Bir özel teşekkürüm de başkanımıza… Üst üste yenilgiler alıyorduk ve öz güvenimiz dibe vurmuştu. Başkanımız bu gidişata dur demek isteyip maçlarımızı saha kenarından izlemeye başladı. Her deplasman maçına bizimle seyahat etti, takım içerisinde varlığını hissettirerek bize büyük destek verdi. Bu nedenle başkanımıza teşekkür etmek istiyorum, bizim için iyiye giden sürecin onun büyük katkısıyla başladığına inanıyorum.

Şimdi artık önümüze bakmalıyız. Çünkü Play-Off'tayız, artık her şey sıfırlandı. Normal sezon geride kaldı. Galibiyet ve mağlubiyet sayımızın artık hiçbir önemi yok. Şimdi işte artık gerçekten DNA'mızı az önce de söylediğim gibi alameti farikamızı yansıtmak ve son maçın son saniyesine kadar mücadeleyi bırakmamak durumundayız.”